Hişyar Özsoy: İsrail ve Amerika muhtemelen çok daha sert yüklenecek
Akademisyen ve siyasetçi Hişyar Özsoy, Artı TV YouTube kanalında Hayko Bağdat ile Bağdat Cafe’ye konuk oldu. Özsoy, Hayko Bağdat’ın Suriye’deki dengeler ve aktörlerin varlıklarına ilişkin soruları yanıtladı.
‘KİMSENİN KALICI BARIŞIN OLUŞTURMAYA NİYETİ YOK’
Halep saldırıları ile yükselen çatışmalara ilişkin değerlendirmede bulunan Özsoy, Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişiklikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleri üzerinden açıkladı:
“Başta Türkiye olmak üzere kimsenin savaşın bitmesine ve burada kalıcı barışın oluşturulmasına niyeti yok gibi. Amerika’da yetki devri dönemi yaşanırken proxy dediğimiz güçler bir hamle başlattılar. Muhtemelen Erdoğan, Bahçeli ve yereldeki aktörler Halep’in bu kadar kısa sürede düşeceğini tahmin etmediler. Erdoğan ve ittifaklarının niyeti sahada üstünlük sağlayıp pazarlık masasına oturma. Erdoğan birkaç hafta önce Esad’dan umutluyum diye bir açıklama yapmıştı. İlginç çünkü umudunu Esad’a bağlamıştı. Şu an Halep düşmüş, Hama’ya doğru ilerliyorlar. Herkesin beklediğinden daha hızlı gelişmeler bunlar. Birçok güç, dengeleri görmek istiyor. Çok yakın zamanda şiddetli karşı hamlelerin gelebileceğini düşünüyorum.”
SURİYE’DEKİ KÜRTLERİN DURUMU: SÜREKLİLEŞMİŞ BİR TEHCİR
Suriye’deki Kürtlerin savaştaki konumunu vurgulayan Özsoy, göç ve askeri dengeler üzerinden açıklamada bulundu:
“Kürtler açısında insani durum çok kötü durumda. Afrin’in işgalinden sonra Tel Rıfat ve Şehba’ya geçen Kürtler oradan da çıkmak durumunda kaldı. Süreklileşmiş bir tehcir durumu var. Önümüzde aylarda çatışmaların şiddeti artacağı benziyor. Türkiye, Münbiç’e, gözü keserse oradan Fırat’ın batısına da saldırabileceği bir konjonktür oluşturmaya çalışacak. Trump gelene kadar yereldeki kazanımlarını arttırıp, denge oluştuktan sonra tekrar pazarlık masasına dönecek. İran ve Rusya ise Tahrir El Şam’a, Suriye Milli Ordusu’na yönelik çok ciddi saldırılar da yapabilir.”
‘BÖLGESEL VE KÜRESEL GÜÇLERİN KONUMLANIŞI GÖSTERECEK’
Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını değerlendiren Özsoy, süreci belirleyenin bölgesel ve küresel güçlerin konumlanışı olduğuna dikkat çekti:
“Türkiye’nin elinde fırsat olsa Kürtlerin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmak, orayı da yok etmek isteyecektir. Bölgesel ve küresel denklemde buna müsait olduğu sürece saldıracaktır. Bu yeni bir durum değil. Milli güvenlik meselesi olarak hep Kürt meselesini alıyorlar ama Suriye’de ‘ikinci bir Irak’a’ müsaade etmeyeceğiz siyaseti, Kürtlerin coğrafik olarak bölgesel bir özerkliğe, hele ki öz savunma sahibi olmasına -Güney Kürdistan gibi- müsaade etmeyeceğiz konsepti var. Bunun ne kadar olabileceğini bölgesel ve küresel güçlerin konumlanışı gösterecektir.”
‘KÜRTLERİN KAZANIMLARI ARTABİLİR’
Özsoy, Suriye’de olası senaryoları değerlendirdi:
“Savaş ve barış diyalektiği çok net işliyor. Önceki dönemde Rojava’da Türkler, gelin birlikte savaşalım, Esad’ı devirelim istiyordu. Kürtler tamam devirelim ama bize ne olacak dediğinde Davutoğlu ‘Kürtler geleceğine Suriye’de halklar oturup karar verecek’ diyerek Kürtlerin kaderini oradaki Arap milliyetçilerinin insafına bıraktı. Kürtler buna girmedi ve IŞİD’i geriletip kazanımlarını arttırınca ciddi tehdit konusu oldular. Şimdi de benzer bir durumda söz konusu. Suriye ve Esad zayıflayacak. İsrail ve Amerika. Suriye’ye muhtemelen çok daha sert yüklenecek. Böyle bir durumda Kürtlerin kazanımları artabilir. Türkiye, bu noktadan bakarak angaje olmaya çalışıyor.”