İnsanlara ne oluyor?
Ben etrafımda güzel insanlar istiyorum, sıcacık yüreğiyle sevgi dolu ve saygıyı asla elden bırakmayanından.
Maalesef ki bu istek günümüzün şartlarından dolayı neredeyse naif bir dilek durumuna geldi.
Eskiden, yıllar öncesinde çocukluğumun insanları ile karşılaştırma yaparken, bulamamanın hazin burukluğunu yaşıyorum.
Ben etrafımda güzel insanlar görmek istiyorum. Neye sahip olursa olsun, hangi mevkide oturuyorsa otursun hiç kimseye tepeden bakmayan aynı şekilde mütevazi duruşundan taviz vermeyen.
Var mı aranızda böyleleri, kaldıysa neredeler?
Nerede benim mahallemin o şirin bakkal amcası?
Nerede benim mahallemin tonton manavı? Nerede sütçü teyzesi?
Onlar birinin ihtiyacını fark edince bir yolunu bulup yardımcı olurlardı. Olamazlar ise mahalleliyi haberdar edip „bir yolunu bulalım„ derlerdi. Bunu yaparken de kimseyi rencide etmeden, kalp kırmadan ve en önemlisi yapılan iyiliği gösteriş malzemesi olarak kullanmadan yaparlardı.
Şimdilerde öyle mi?
Bir gösteriş hırsı almış başını gidiyor, artık nereye gidiyorsa.
Ah bu gösteriş ihtiyacı, nasıl da normal bir şeymiş gibi hayatlara yön veriyor.
Ne yaparsan yap, ama mutlaka Facebook da ya da Instagram da bir paylaşımla yap ki, herkes haberdar olsun mantığıyla.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığından yola çıkarak.
Herkes kendinin reklam ajansı olmuş, en iyi şekilde kendini tanıtıyorlar sayfa sayfa sanal alemde.
Eh tabiiki zamana uymak gerekir değil mi? Sonuçta internet çağındayız ve herkes görmeli, bilmeli ve tabii ki Like vermeli.
Bununla da kalmıyor, kişi ne kadar berbat bir halde olursa olsun yapılan paylaşımlar şaşaalı olmalı. Sanal dünyanın filtreli güzelliğine alkış tutmali insanlar, değil mi?
Onlar paylaşımlara Like atarken ruhumuza batan cam kırıklarının farkına varamadan devam ediyoruz hayatımıza. Selfi çekerken içimiz kan ağlıyor olsada.
Birde şu dobralık adına boş konuşan ama hoş konuştuğunu sanan, kelimelerini seçerken karşısındakini bile isteye incitenler doldu etrafımızda. Ben onlara dobrayım diyen patavatsizlar ordusu diyorum.
Peki şu gerektiğinde yaptığı iyiliği yüzüne vuranlara ne demeli, tıpkı arkasından konuşup işine geldiğinde dost olanlar gibi.
Ah ah…
Eskiden çok güzel insanlar vardı, mahallenin iyilik meleği güzel ablalarımız abilerimiz gibi. Küçüklerine örnek olmanın sorumluluğunun farkında olup ona göre adımlarını atan ve her daim onları koruyup kollayan. Yaptıkları iyilikler aradan yıllar geçse de unutulmayan, bilgisi görgüsüyle küçüklerine örnek olan ve bu sorumluluğu hiçbir şekilde unutmayan güzel insanlar. Saygı sevgi çerçevesinde yaşananlar anılarda kalsada, yıllar sonra tekrar karşılaşıldığında kaldığı yerden devam eden sıcacık çay tadında sohbetlerin ablaları abileri.
Ne yazık ki sağ duyulu güzel insanlar artık karaborsa olmuş. Ara, bul bulabilirsen.
Ve maalesef ki kötü insanlar çoğunlukta, bu güzelim insanları aptal yerine koyan, kendilerini kurnaz sanan. Naif insanları çantada keklik misali kullanarak emellerine alet eden. Saymakla bitmez bunlar ve yaptıkları, velhasıl işin en hazin yanı ise bunların kendini iyi insan sanması hatta çevrelerindeki insanlar tarafından öyle görülmesi.
Aklimda kalan son cümleyi de eklemek istiyorum zamanınızı çalmadan; „Nerede bir bozukluluk varsa bilin ki hepsi İNSAN yüzünden“
Bu hep böyleydi ve böyle de devam ediyor.
Ne diyelim, gerçekten iyi insanlara çıksın yolumuz. Amin 🙏
Son olarakta „sözüm meclisten dışarı kimse üstüne alınmasın“ diyelim.
Gülseren Kaya