
YSK darbesi
Bakan Soylu seçim öncesi seçimin bir darbe girişimi olduğunu iddea etmişti ama asıl darbe YSK’dan geldi.
“Kazanacak aday” tartışmaları (Levent Gültekin ve yandaşları) çerçevesinde seçimlerin Kılıçdaroğlu yüzünden kaybedidiğine inananlar bu yazıyı okumasın. Seçimlerin “celladına aşık depremzedeler” yüzünden kaybedildiğine inananlar da bu yazıyı okumasın. Seçimlerin” cahil civelek AKP seçmeni” yüzünden kaybedildiğine inanan seçkinci kitle de bu yazıyı okumasın. Eh geriye de pek kimse kalmadı ama Türkiye seçimlerine yeni bir bakış açısı gelişterme açısından alternatif bir seçim değerlendirmesi yapmaya yine de değer.
İktidarın seçimleri kaybedeceğini anladığı anda sandıkları devireceğini; sivil bir darbeyi göze alacağını, muhalefetin buna karşı hiçbir tedbiri olmadığını zaten yazmıştım ve seçimin hemen ertesi günü bunu şöyle değerlendirmiştim:
“İki defa ekrana çıkan İmamoğlu ve Yavaş, ıslak imzalı kendi verilerine göre Kılıçdaroğlu’nun önde olduğunu ilan ettiler. Saat 23 sularında yaptıkları ikinci açıklamada bile oyların %30’u henüz sayılmamıştı ve bunlar Kılıçdaroğlu’nun engellenen oylarıydı. Kılıçdaroğlu’nun oyları Mansur Yavaş tarafından % 47,7, Erdoğan’ın oy oranı ise % 45,8 diye açıklanmıştı.
Kısa bir süre sonra nedense AA ve Anka ajansının verileri kabul edildi ve Kılıçdaroğlu ekranların karşısında geçip, adamın kazanamadığını ama seçimin ikinci tura kaldığını ilan etti. Önümüzdeki iki hafta içerisinde şöyle kazanacağız böyle kazanacağız naraları attıktan sonra Kılıçdaroğlu sırra kadem bastı, hala ortaya çıkmadı.
Başka bir tuhaflık da % 49,4 gibi birinci turda işi bitirmeye çok yakın bir oy oranına rağmen Erdoğan’ın da sandıklara itiraz etmeyip ikinci tura razı olması.
Türkiye’de yine tuhaf şeyler oldu, bizim hiç bir zaman öğrenemeyeceğimiz bir takım dolaplar döndü ama neyse ki ikinci tur var… İkici tur? Görürsem söylerim. Size Erdoğan çok bile!“
„Size Erdoğan çok bile!“ gibi öfke dolu ithamlarımın tabi ki arkasında durmuyorum ama yukarıdaki iddialarımın hala arkasındayım. İlk iki günün şokunun atlatılmasının ve seçim gecesi üzerimize çöken sis perdesinin yavaş yavaş aralanmasıyla şimdi hem görüntü daha da netleşiyor hem de yeni sorular ortaya çıkıyor:
1. Islak imzalı seçim tutanakları seçim gecesi bilhassa Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu tarafından açıklanırken, bu saat 23’den itibaren niçin mümkün olmadı? A) Data sistemi sabote edildi. B) Data sistemi çöktü. C) Anka Ajansına bildirilen ıslak imzalı seçim tutanakları manupule edildi. Eğer bu şıklardan herhangi birisi doğruysa, Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklamada bulunmadı „Buradayım be buradayım!“ gibi garip açıklamasıyla yetindi?
2. CHP’de Tuncay Özkan muamması nedir? CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan’ın Seçim akşamı ANKA Haber Ajansı’nın manipülasyon yapmasını sağladığı, ıslak imzalı tutanakları AKP’ye verdiği, belediye başkanları (Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu) ile gerilim yaşadığı, AKP’nin devreye girmesiyle zamanen mahkemeden 95 milyon dolar kazandığı iddia ediliyor. Bu işin aslı nedir?
3. Gazeteci Bahar Fayzan’ın skandal diye nitelendirdiği seçim gecesi CHP merkezinde yaşanılanlar var. Fayzan’ın Twitter’de paylaştığı videosundan: „Tuncay Özkan gitmeden CHP seçim kazanamaz… O gece Özkan’ın İmamoğlu ve Yavaş’a yaptıklarını başkanlara saygımdan anlatmıyorum… Kılıçdaroğlu’nu da kendi yönettiğini düşünüyor.“ Ortada çok büyük bir iddia var, İmamoğlu ve Yavaş bu konuda ne diyorlar, buna karşı hangi tedbirleri almayı düşünüyorlar?
4. Cumhur Başkanlığı Başdanışmanı Fahri Kasırga’nın YSK Seçim Bileşim Sistemine (SEÇSİS) direk müdehale edebildiği üzerine iddialar var. Bu nasıl bir iştir?
5. Onursal Adıgüzel, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevinden gerçekte niçin istifa etti? Bu, seçim gecesi basit bir bilgi akışının tıkanması sorunumuydu, yoksa daha ciddi bir boyutta seçim sonuçlarını olumsuz etkileyecek içeriden bir sabotaj mı söz konusuydu?
6. Muammer İnce faktörü de düşünüldüğünde, AKP ile hareket eden, ona çalışan bir çok isimdir karşımıza çıkan ve bu yeni de değil üstelik. Tuncay Özkan daha önce de defalarca gündem edildi. Erdoğan’la anlaşmış olan Ergenekon kanadından olduğu ileri sürüldü. CHP içinde CHP’ye karşı çalışan bir ekip mi var?
7. Halk TV sunucusu Emin Çapa’nın Anka ajansının verilerini CHP’nin verileriymiş gibi sunması ve yorumlaması, ve üstüne üstelik, bunu üstüne vazife yapıp seçimlerin ikinci tura kaldığını ileri sürmesi basit bir dikkatsizlik mi, yoksa çoktan kurulmuş bir tezgahın daha erken saatlerde ekranlara yansıması mıydı.
8. AKP ve MHP, Millet İttifakı ortağı İYİ Partiyle birlikte YSP/HDP’nin kazandığı bütün sandıklara hala itiraz ediyor ve sandıkları yeniden ve yeniden saydırarak YSP/HDP’nin oylarını MHP’ye vs. Yazdırıyor. Millet İttifakı partileri kaç sandığa itiraz etti acaba? Yukarıda saydığımız iddiaların sadece 1/3’ü doğruysa niçin seçime itiraz etmiyorsunuz, edecekseniz neyi bekliyorsunuz?
„Kaldığımız yerden devam“, Düştüğümüz gibi kalkmasını da biliriz“, „Küllerimizden yeniden doğarız“ gibi devrimci, sol liberal jargonu bir kenara kenara bırakıp yukarıda değindiğimiz sorunlardan hareket ederek süreci ele alırsak, daha doğru yapacağımızı düşünüyorum. Kılıçdaroğlu tabi ki adayımız ve onun normal şartlarda seçimi önde bitirdiğine inancımız tabi ki tam ama yukarıda değinilen sorunlar çözülmedikçe, ikinci turda da seçim kazanmak mümkün değildir. Seçimin yanlış analizi bizi yanlış sonuçlara sürüklüyor, „Kazanacak aday“ gibi ırkçı yorumlara, „celladına aşık depremzedeler“, „Cahil civelek takımı“ gibi sosyal selektiv ayrımcı tespitlere savruluyor, giderek mücadele ettiğimiz cenaha benziyoruz.
Erkan Kurukavak, 16.05.2023